bugün

entry'ler (914)

iznik

Su seviyesi oldukça azalan bir göle sahiptir. Ayrıca çevrede maden tehlikeleri her gün artmaktadır. iznik ultra maratonu gibi imza bir organizasyonu ve yılın özellikle bazı günlerinde tadına doyulmaz bir günbatımı keyfi vardır.

her şeyin ışıkla başladığını söyleyen kutsal metin

Let there be a big bang deseydi belki inanacağım dindir. Işık olsun diyen ve sonucunu görüp beğenen bir tanrı, zeus gibi insan tanrı imajı veriyor. Evreni yaratan güç varsa o güçten daha yüksek bi zeka seviyesi beklemek gerekir.

kadınlardan soğuyorum

Yine de çok soğuma.

özel bir yeteneğiniz olsa ne isterdiniz

yaralar, kırıklar, çıkıklar vs hepsinin anında yenilenmesi. bunu yaparken deadpool gibi suratım olmazsa sevinirim tabi ki.

inanışın yok olması

John Lennon'ın en azından bir hayalinin gerçekleşmesi demektir.

erkeklerin bacaklarını açarak oturması

Bir erkek olarak benim de ifrit olduğum durum. Göt kadar boyu var tosunumun, açmış bacakları ben sıkışıyorum. Sonrası sinir harbiyle karışık, yan koktuktan kaybedilen toprakları geri alma mücadelesi. O alanı sana yedirmem tosunum. O bacaklar geri çekilecek.

üç özelliğinizi yaz

Mantıklı,
Eğlenceli,
Rahat

yazarın nickinden yaşını tahmin etmek

Peynirlipoğaça 26.
Hdnshhagsk: 24.

sözlük yazarlarının itirafları

herkesin stepnesi benmişim demek ki. sevgililer gününde rakı içmeye çağıranlar, gezmeye çıkmak isteyenler. hepsini reddedip çok güzel spor yaptım. mis. unutmayın ki; ilişki ve ilişkimsi şeyler pişmanlıktır.

edit: sanıyorum sigarayı da bıraktım.

eğer iyi hissetmek istiyorsan

Kafanı yaşayacaksın.

kaktüs

yeni hobim. sürekli araştırma yapıp, okuduklarımla kaktüslerime çok iyi babalık yapıyorum. bazen hepsini karşıma çekip tek tek hepsine iltifatlarda bulunuyorum. özellikle san pedro türünde olanlar bir anda çok hızlı gelişim sergileyebiliyorlar.

kadıköy

Uzun süre avrupa yakasını övüp, sonra taşınıp huzur bulduğum semt/ilçe. Artık ben de amansız bir kadıköy övücüsüyüm.

anın görüntüsü

görsel

gecenin bilgisi

dişi kanguruların üç adet vajinası bulunmaktadır. birisi kesenin içinde doğum yapmak içindir.

bir kitaba 25 tl veren insan

teşekkürler o insana. kitap okuyarak hem kendisine hem küçük çevresine güzel bir iyilik yapmış olur. alıp okumazsa da onun bileceği iş. belki bir gün can sıkıntısında okur.

unutulmaz film replikleri

''bu kaltakla aynı mahallede büyüdük. mevlanakapı'da. babası zabıtaydı. alkolik hasta bi adamdı rahmetli, erkenden de gitti zaten. bu anasıyla yoksul, perişan... bizim tuzumuz kuruydu, hacı babam yapmış bi şeyler. bi de zagor vardı. bizim eski evin kiracısının oğlu. babası filimciydi yeşilçamda. cepçilik, arpacılık, her yol vardı itte. ama sevimli, yakışıklı oğlandı. bizimkine aşık etmiş kendini. ben efendi oğlanım, okul mokul takılıyorum o zamanlar. öylece büyüdük gittik işte. ne bok varsa hep askerliği beklerdim. dört sene kaldı, üç sene kaldı... sonunda o da geldi gittik. bizden de herkes bunu bekliyormuş; gelir gelmez yapıştılar yakama. ev düzüldü, kız bulundu, çeyiz falan filan... nikahlandık. iki taksi bi dükkan verdi peder... dükkanda koltuk moltuk satardım. bi gün bu orospu çıkageldi. hiç unutmam, görür görmez cız etti içim. böyle basma bi etek dizine kadar, çorap yok, üstünde açık bi bluz, saçlar maçlar... pırlanta anlıyacağın. şunun bunun fiyatını sordu, dalga geçti benimle. kanıma girdi o gün. tabii taktım ben bunu kafaya. ertesi gün bi soruşturma... dediklerine göre yemeyen kalmamış mahallede. ama asıl zagora kesikmiş. zagorda kaftiden içerde o sıra. bi gün, süslenmiş püslenmiş; zırt geçti dükkanın önünden. yazıldım peşine. tuhafiyeciye gitti, pastaneden çıktı; minibüs otobüs, geldik sağmalcılar'a. benim içimde bi sıkıntı... işi anladım tabii: zagoru ziyarete gidiyo. bi tuhaf oldum, piçi de kıskandım. uzatmayalım çaresiz evlendik ötekiyle. o ara zagor içerden çıktı. sonra bi duyduk; kaçmış bunlar. altı ay mı bi sene mi; kayıp. hep rüyalarıma girerdi orospu. o gün dükkana gelişini hiç unutamadım. benimkine bile dokunamaz oldum. sonra bi daha duyduk ki iki kişiyi deşmiş zagor: biri polis, ikisinin de gırtlağını kesmiş. karakolda beş gün beş gece işkence buna. arkadaşlarının öcünü alıyorlar. kaltağa da öyle... önce öldü dediler zagor'a, sonra komalık. ankara'da oluyor bunlar. bizimki bi gün çıkageldi mahalleye. zagor içerde, en iyisinden müebbet. bi sabah dükkana geldim, baktım bu oturuyo. önce tanıyamadım. anlayınca içim cız etti. cız etti de ne? tornavida yemiş gibi oldu. çökmüş, zayıflamış, bembeyaz bi surat... ama bu sefer başka güzel orospu. orhanın şarkıları gibi. kalktı böyle, dimdik konuşmaya başladı. dedi para lazım, çok para. zagor'a avukat tutacakmış. ilerde öderim dedi. esnafız ya biz de, "nasıl?" diye sormuş bulunduk. orospuluk yaparım dedi, istersen metresin olurum. içime bişey oturdu ağlamaya başladım, ama ne ağlamak! işte o gün bi inandım orospuya tam yirmi yıl geçti. uzatmayalım, zagor'a müebbet verdiler. ama rahat durmaz ki ibne! ha birini şişledi, ha firara teşebbüs; o şehir senin bu şehir benim, cezaevlerini gezip duruyo. orospu da peşinden. sonunda dayanamadım: ben de onun peşinden... önce dükkan gitti, ardından taksiler. karı terk etti, peder kapıları kapadı. yunus gibi aşk uğruna düştük yollara. iş bilmem, zanaat yok. bu tınmıyo hiç. ilk yıllar ufak kahpeliklere başladı, sonra alıştı. gözünü yumup yatıyo milletin altına. gel dönelim diye çok yalvardım. evlenelim, pederi kandırırım, zagor'a bakarız: yok. kancık köpek gibi izini sürüyo itin. ne yaptı buna anlamadım. kaç defa dönüp gittim istanbul'a. yeminler ettim. doktorlar, hocalar kar etmedi. her seferinde yine peşinde buldum kendimi. bi keresinde döndüm, biriyle evlenmiş bu, hamile... beni abisiyim diye yutturduk herife. nedense rahatladım, oh dedim, kurtuluyorum. bu da akıllanmış görünüyo. yüzü gözü düzelmiş, çocuk diyo başka bişey demiyo. sinop'ta oluyo bunlar. ben de döndüm istanbul'a. doğumuna yakın, zagor bi isyana karışıyor gene. hemen paketleyip diyarbakır cezaevine postalıyorlar. çok geçmeden bizimki depreşiyo gene; o halinle kalk git sen diyarbakır'a, üç gün ortadan kaybol... herif kafayı yiyo tabii. dönünce bi dayak buna: eşşek sudan gelinceye kadar. kızın sakatlığı bu yüzden. sonra çocuğu doğuruyo. durum hemen anlaşılmamış. ortaya çıkınca bi gece esrarı çekip takıyo herife bıçağı. çocuğu da alıp vın diyarbakır'a, zagor'un peşine. allahtan herif delikanlı çıkıyo da şikayet etmiyo. ben o ara istanbul'da taksiden yolumu buluyorum. epey bi zaman böyle geçti. yine her gece rüyalarımda bu. zagor'un diyarbakır cezaevinde olduğunu duymuştum o sıralar. bi gece bi büyükle eve geldim. hepsini içtim. zurnayım tabi. bi ara gözümü açıp baktım: karlı dağlar geçiyo. bi daha açtım, başımda bi çocuk, kalk abi, diyarbakır'a geldik diyo. baktım, sahiden diyarbakır'dayım. bi soruşturma... kale mahallesi vardır oranın, bi gecekonduda buldum, malımı bilmez miyim? görünce hiç şaşırmadı. hiç bişey demedik.

o gece oturup düşündüm. oğlum bekir dedim kendi kendime, yolu yok çekeceksin. isyan etmenin faydası yok, kaderin böyle, yol belli, eğ başını, usul usul yürü şimdi. o gün bugün usul usul yürüyorum işte. ''

bir görselle kendini anlat

arka fonda güzel bir müzikle evde tam olarak böyleyim:

görsel

entelektüel bir kadınla sevgili olmak

genelde bu tür kadınlar çekici geldiğinden, ilişkilerim için bu durumu genelleyebilirim. kadınının kendinden daha az konuşacak şeyinin olması fikrini genel kabulmüş gibi sunmak çok saçma geliyor. Tersi de saçma değil.
neyse, artısı şu ki entelektüel kadınlar (yine genelde diye belirteyim) aşırı kıskançlık vs gibi tepkilerden oldukça uzak oluyor. Özgür ruhlu ama güvene dayalı bir ilişki istiyorsanız kültürlü, özgüvenli ve kendini bilen bir kadınla inanılmaz tatlı bir ilişki yaşayabilirsiniz.
Başta da söylediğim gibi genelleme bu dediklerim. Kültür seviyesi görece daha düşük kişilerle ise(bu bana özgü de olabilir) sorunlu ilişkiler yaşadım. Konuşacak konular kilitleniyor, kaygı duyduğunuz şeyler çok farklı oluyor, bir kere hayata çok farklı bakıyorsunuz.
aslında bu hayatımızın prensipi olması gerekiyor: çevrenizde size bir şeyler katabilecek ve sizin de onlara bir şeyler katabileceğiniz insanlar biriktirin. sevdiceğinizin bu kriterlerde olması ise en çok zaman geçireceğiniz aralığı daha kaliteli yapar.

üniversite birinci sınıfta yapılmaması gerekenler

yüksek not ortalaması için kasmayın. kendi gelişiminizin önüne bariyerler koymayın.(akademi düşünenleri kapsamıyor tabi bu dediğim)

ben seninle soğan ekmekte yerim diyen kız

-de, -da yı yanlış yazdığından dolayı cümlenin tüm sempatisini kaybettirir.